Liderlik

Liderlik, hemen herkesin, içini kendine göre farklı farklı kriterlerle, özelliklerle doldurduğu bir kavramdır. Toplumumuzda hala liderlik denilince baskın olmak, dediğim dedik olmak, başkalarının fikirlerine ve beklentilerine duyarsız kalmak, kendi çıkarlarını ve ajandasını ön plana almak gelir. Daha kreşlerden başlayarak kendisinden başkasını dikkate almayan, otoriteyi tanımayan, sınır mefhumunu bilmeyen çocukların öğretmenleri tarafından, ne yazık ki hatalı bir şekilde “liderlik vasıflarına sahip” ya da “lider ruhlu” çocuk şeklinde etiketlendiğine tanıklık etmişizdir (doğru olanı tenzih ederim). Öte yandan firmalarda yöneticilerin, “hata yaptığımı kabul edersem liderliğime zeval gelmez mi” soruları da karşımıza çıkmaya devam etmektedir.

Peki, nedir bu “liderlik” denilen şey, göstergeleri nelerdir? Genlerden mi gelir yoksa sonradan geliştirilebilir mi? Liderler binlerce yıldır toplulukları, ulusları ve kurumsal yapıları şekillendirmektedirler. Elbette binlerce yıldır varlığını sürdürürken zamana, bağlama ve insana göre liderlik kavramı da evrilmeye ve dinamik bir şekilde yeniden yeniden tanımlanmaya maruz kalmıştır. Liderliğin tanımını yaparken pek çok meselede olduğu gibi yine somut olandan soyut olanı tarif etmeye çalışırız. Tarih boyunca dünyadan pek çok iyi ve kötü lider geçmiştir. Bizler bunları tanıyarak ve anlayarak liderliğin ve iyi bir liderin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini tarif etmeye çalışmışızdır. Bununla birlikte kötü olanı tarif etmek her zaman için iyiyi tarif etmekten daha kolay olmaktadır. Center of Creative Leadership (Yaratıcı Liderlik Merkezi) tarafından yapılan çalışmalara göre iyi bir liderin on temel özelliğe sahip olması beklenmektedir;

  • • Dürüstlük (şeffaf ve hesap verebilir)
  • • Delegasyon becerisi (gücü tek elde tutmaya çalışmama)
  • • İletişim (açık ve net)
  • • Mizah (yapıcı ve düşündürücü, iğneleyici ya da aşağılayıcı değil)
  • • Güven (kendi öz-kaynaklarına ve diğerlerine)
  • • Sadakat (adanmışlık)
  • • Olumlu tutum (genel tavır ve yaklaşımında olumlu ve iyimser)
  • • Yaratıcılık (özgün ve otantik)
  • • İlham verme becerisi (başkalarındaki iyiyi görme ve kendini gerçekleştirmeleri için onlara cesaret verme)
  • • Sezgi (güçlü örüntü gözü ile olaylar arasındaki zayıf bağları dahi görebilme ve anlamlandırabilme)

Şüphesiz ki bu tür araştırmalar, araştırmacının amacı, örneklemi, yöntemi ve sonuçları yorumlayışına göre farklılıklar göstermekle birlikte belli başlı bulgular üzerinden birbirleriyle buluşurlar.

Her ne kadar pek çok güçlü ve başarılı lider yukarıdakilerin tamamını sergilemeyebilirse de en azından yarıdan fazlasını etkili bir şekilde ortaya koyabildiği görülmektedir. Şimdi, gelin kendinize bu özelliklerin penceresinden bir bakın, ne görüyorsunuz? Yukarıda sayılan özellikleri sergilemediğinizi ya da çok azına sahip olduğunuzu düşünüyorsanız endişelenmeyin doğuştan getirilen bir takım karakter özellikleri liderlik davranışlarını destekleyebilirse de bu, sadece avantaj yaratır çünkü liderlik bir “doğuş” değil “oluş” serüvenidir aslında.

Oluş aşaması bir defa ruhunuzda gerçekleştiğinde diğer tüm öğrenme süreçleri gibi deneye-yanıla ve ders ala ala liderlik davranışları da öğrenilir. Kişisel farkındalık, etkili iletişim, kişisel etki oluşturma ve öğrenme çevikliği (gelişim ve öğrenmeye açıklık) herhangi bir düzeyde her liderin ihtiyaç duyduğu dört ana yetkinliktir. Bu dört ana yetkinlikte yetkin olan bireyler yukarıdaki on özelliği sergilemede çok daha rahat ve başarılı olurlar.

Her iyi liderin yaratıcılığının yüksek olması beklenmeyebilir ama iyi liderler daima etraflarında güven duygusu oluştururlar. Hem çevresindekilere güvenir ve bunu gösterirler hem de çevresindekilerin güvenine layık olmasını bilirler. Her iyi liderde yüksek mizah becerileri aranmayabilir ama dürüstlük olmazsa olmazlarıdır. İyi liderler tüm davranışlarının ve söylemlerinin hesabını verebilirler ve vermeye de gönüllü olurlar. Şeffaftırlar, suların bulanıklığından faydalanmaya kalkmazlar. İyi liderler durumsallık ile yanar-dönerlik arasındaki farkı bilirler ve bu ikisini birbirine karıştırmazlar. Çevrelerindeki insanlarla anlayacakları düzeyden konuşurken bir yandan da gelişimleri için ihtiyaç duyulan zemini ve ortamı yaratma çabasında olurlar.

Liderlik vasıflarını geliştirmenin en keyifli ve verimli yollarından biri rol modelden öğrenmektir. Çevrenizde iyi bir lider olarak tarif ettiğiniz kişilerin davranışlarını izleyin. İnsanlarla iletişimini, sorunları ele alış tarzını, mizahı nasıl kullandığını, üslubunu, beden dilini inceleyin. Hatalı olduklarında sergiledikleri olgunluğa, haklı olduklarında ise sergiledikleri tevazua dikkat edin. Sonra bu davranışları kendi karşılaştığınız durumlara uyarlamaya çalışın. Başlangıçta size bir miktar yapmacık gelmesi kaçınılmazdır ancak bu davranışları yapa yapa bir müddet sonra kendi tarzınızda, sizin toprağınızla harmanlanmış şekilde ortaya koymanın yollarını bulursunuz üstelik bu sizin bile farkında olmadığınız bir şekilde gerçekleşir.

Yukarıda sayılan dört ana yetkinliği kendimizde geliştirmenin tek yolu elbette rol modelden öğrenmek değildir. Liderlik stilleri ve yetkinlikler hakkında bilgi sahibi olmak için okumak, araştırmak, mümkün olduğunda eğitimlere ya da çalıştaylara katılmak sonra da teoriyi etraftaki insanların davranışlarında gözlemlemek gerekir. Öğrenilen her yeni bilgi ışığında kendi tutum ve davranışlarımızı gözden geçirmek ve gelişmemiz gereken alanları ya da konuları samimiyetle tespit edebilmek önemlidir. Gerçek güçlü yanlarınızı** bu süreçte keşfederek “duygusal zekânıza” sürekli olarak yatırım yapmanız gerekir.

**Farkındalık ve gelişim yolunun başındayken çoğu zaman gelişim alanlarımızı güçlü yönlerimizle karıştırma eğiliminde olabiliriz. Bunun nedeni sıklıkla sergileme eğiliminde olduğumuz bir davranışın ya da tutumun kısa vadede hayatımızı kolaylaştırdığını düşünmemizdir ancak daha farkındalıklı ve bilinçli bir gözle baktığımızda bize kısa vadede avantaj yarattığını düşündüğümüz bazı davranış ve tutumlarımızın aslında uzun vadede kayıp hanemize yazıldığını görürüz. Diyelim ki çevrenizde insanları tersleyen birisi olarak tanınıyorsunuz ve siz bunu dürüstlük olarak değerlendirip güçlü bir yönünüz olarak görüyorsunuz. Muhtemelen insanlar gelip size laubalilik yapmamaya özen gösterirler, siz de bu tür davranışlarla uğraşmak zorunda kalmazsınız. Kısa vadede size böyle bir avantaj sunabilir. Ne var ki bu durum uzun vadede insanların size güvenle yaklaşmalarının önüne geçerek, sürekli olarak mesafelerini korumalarını beraberinde getirir. Ya da sıklıkla iletişim ve karşılıklı anlayış noktalarında gerilim ve çatışma yaşamanıza neden olabilir. Günün sonunda mutlaka birileriyle fikir ya da yöntem ayrılığı yaşayacaksınızdır ve bu olduğunda insanlar sizin tarafınızdan sürekli tersleniyor olmayı tolere etmeyeceklerdir.

Sanem Ömürlü

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir